Issız bir yolda kamyonetiyle gitmekte olan Roy Neary birden motorun garip çalışması yüzünden durmak zorunda kalır ve dışarı çıktığında da tepesinden gelen çok güçlü bir ışığın rahasız edici parlaklığı altında kalır. Bu durumdan çok etkilenen Roy, aradan geçen zaman içinde garip hayeller görmeye ve 5 notadan oluşan bir müzik sesi duymaya başlamıştır. 1945 yılında kaybolduğu kayıtlarda bulunan uçaklar Mojave Çölünde ortaya çıkar. Havayollarına ait bir yolcu uçağı da pilotun ne olduğunu söyleyemediği çok parlak bir cisim gürdüğünü rapor eder. Bütün bu olaylar Birleşik Devletler Hükümetini bu uzaylı yaratıkların nereye inmeyi düşündüklerini bulmak ve paniğe neden olmaması için, halkın oradan uzak durmasını sağlamaya yarayacak bir bahane yaratma çabalarına girmesine neden olur.
Vietnam sonrası sendromunu en iyi anlatan filmlerden birisi Avcı. Savaş sonrası herşeyin bittiğine ve artık herşeyin iyi olacağına inanmak isteyen bir kaç arkadaşın sivil yaşama uyum sağlayamamaları öykünün odak noktasını oluşturuyor. Savaşın insanlar üzerindeki tahribatı ile bir savaş karşıtı film olmasının yanısıra, Michael Cimino'nun karakterler üczerinde yaptığı usta çalışmayla da öne çıkan bir film. Birlikte savaştığı ve aynı kasabaya döndüğü arkadaşına yardım etmek için elinden geleni yapan Robert De Niro'nun varlığını ve usta oyunculuğunu da vurgulamadan geçmemek gerek. Bu arada, filmde savaşın anlamsızlığını vurguluyan Rus ruleti sahnesi çok beğenilmiş ve konuşulmuştu...
1930'lu yıllarda İstanbul ve Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresi' nde bir cinayet işlenir.Amerikalı bir milyoner trende ölü bulunur.Trende çok sayıda yolcu arasında ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot' da bulunur.Trenin kara saplanıp durması, Poirot' ya yerel yetkililer duruma el koymadan önce cinayeti çözmesi için birkaç saat zaman verecektir.Türkiye' de bazı televizyon kanallarında Doğu Ekspresi'nde Cinayet adı ile de gösterilmiştir...
Bir barda çıkan kavga sonrası, kamyon şoförü "Rubber Duck", sadist Şerif Wallace ile karşı karşıya gelir. Bunun üzerine, birkaç meslektaşıyla birlikte eyalet sınırını aşarak kaçmaya başlar. Kamyoncularla polis arasındaki bu çılgın kovalamaca sırasında, konvoya giderek daha fazla kamyon şoförü katılır ve hepsi "Rubber Duck"ın peşinden gitmeye başlar. En sonunda, kamyoncularla polis arasında büyük bir hesaplaşma yaşanır...
Ünlü dedektif Hercule Poirot bu kez Nil'de yol alan S.S. Karnak gemisindedir. Zengin bir mirasyedi olan Linnet Ridgeway gezi sırasında öldürülür. Pierrot cinayeti araştırmaya başlar. Gemi limana yanaşmadan önce cinayeti çözmesi gerekmektedir. Ancak işi zordur. Çünkü gemide bulunan herkes Linnet'in ölümünü isteyecek niteliktedir.
Sihirli güçleriyle bilinen Mısır prensesinin (Queen Tera) tabutu Londraya getirilir. Bu arada arkeolojik ekibin başındaki Profesör Julian Fuchs'un kızı Margaret garip kabuslar görmektedir. Genç kızın bedeninde prensesin ruhunun zuhur bulmasıyla korkunç olaylar olmaya başlar...
Hercule Poirot uzun süredir beklediği tatili yapmak için Devon sahillerindeki Kaçakçılar Adası’nda bulunmaktadır. Her şey yolunda giderken ünlü bir aktris olan Arlena Stuart denizde boğulmuş olarak bulunur. Cinayet soruşturması başlatılınca aktrisle aynı otelde kalan tüm konukların bir şekilde Arlena ile bağlantılı olduğu ortaya çıkar. Ama asıl cevap bulması gereken soru şudur: Ailesi dahil bu konuklardan hangisi Arlena’yı öldürecek kadar ondan nefret etmektedir.
In the silent film era, attorney Leo Harrigan and gunslinger Buck Greenway are hired to stop an illegal film production. However, they soon team up with the filmmakers and become important players in the show business industry. Leo learns he has a talent for directing, and Buck's cowboy persona quickly earns him leading-man status — but both men fall for beautiful starlet Kathleen Cooke, leading to a heated personal rivalry.
Mick O’Brien, Chicago'nun arka sokaklarında büyümüştür. On altı yaşında, hızlı bir şekilde çok paraya kavuşmak ister. Ancak planladığı soygun başarısız olur. Kaçarken, Porto Rikolu çete lideri Paco Moreno'nun kardeşini arabayla ezerek öldürür. Paco, bunun üzerine intikam yemini eder. Kaderin cilvesine bakın ki, bu iki düşman hapishanede tekrar karşılaşır. Orada, Paco'nun yanı sıra diğer mahkumlar da acımasız yönlerini göstermekten çekinmez..
Frances Farmer'ın Hollywood'ta şöhrete göz kamaştırıcı yükselişi ve sonrasında kara listeye alınmasıyla trajik bir yöne giren yaşamının gerçek öyküsüdür...
"Sürücü" işinin uzmanıdır : o soygunlardan kaçış için nadir bir araba sürücüsüdür. Onun olağanüstü bu yeteneği yakalanmasına engel olmuştu. Polisten başarılı bir kaçış sonrasında, kendinden emin dedektifin birincil hedefi "Sürücü"yü yakalamaktır. Onlar, çetenin soygun sonrası mahkum edilmesine yardım etmesi karşığında bağışlanacağı vaad edilir. Sürücü dedektifi yanıltmak için "Oyuncu" ( Isabelle )'dan yardım istedi.
2. Dünya Savaşının önemli cephelerinden olan Rusya cephesinde büyük değişiklikler olmuştur. Rusya;ya saldıran Alman orduları yanlış zaman ve yetersiz malzeme yüzünden inanılmaz hızla girdikleri bu topraklardan geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş alanındaki kurnazlıkları sayesinde hayatta kalmayı başaran Çavuş Steiner ve emrindeki birliğe yeni atanan komutanları Yüzbaşı Stransky arasında çok kısa bir süre içinde sürtüşme başlar. Aslen Prusyalı aristokrat bir aileden gelen bu yeni komutan her ne pahasına olursa olsun şeref madalyası almaya çalışmaktadır. Aralarındaki hava gergindir çünkü Çavuş, askerler arasında adeta bir efsane haline gelmek üzeredir.
The Titanic disaster as seen through the eyes of one couple in each of the three classes on board.
İngiltere… 1953 yılı… Küçük bir kasaba olan St. Mary Mead, sinema dünyasının kraliçesi Marina Rudd’un muhteşem dönüşüne hazırlanmak üzere, bu kasaba da bir ev satın almasıyla olaylar başlar. Bir süre sonra kasabaya gelen film yapımcıları, ünlü oyuncular ve set ekibi nedeniyle adeta bir festival yaşanmaktadır. Fakat verilen bir partide , içine zehir katılmış bir kokteyli hayranlarından birinin içmesi ve zehirlenerek ölmesiyle. Marina kendisini, amatör dedektif bayan Marple’ın da içinde bulunduğu gerçek bir gizemin içinde bulur…
Mac adında yeri yurdu pek belli olmayan country şarkıcısı ve küçük Teksas kasabasında tanıştığı genç dulu (Tess Harper) anlatan bu duygusal filmde Akademi Ödüllü Robert Duvall başrolde. Tam ilişkileri gelişirken, Mac'in karanlık geçmişi sorunlar yaratır. Müzik yıldızı eski eşi (Betty Buckley) Mac'in uzun süredir görmediği kızı (Ellen Barkin) ile ortaya çıkıverir. Mac'in acı veren geçmişi onu bilinmeyen bir geleceğe mi sürükleyecek - yoksa yoluna devam edip yeni bir hayat mı kuracak?
A spoof of the entire 1940s detective genre. San Francisco private detective, Lou Pekinpaugh is accused of murdering his partner at the instigation of his mistress—his partner's wife.
A young Jewish man is torn between tradition and individuality when his old-fashioned family objects to his career as a jazz singer.
Nick Nolte ve Jacqueline Bisset'in başrollerinde oynadıkları bir gerim/macera filmi. David Sanders (Nick Nolte) ve Gail Berke (Jacqueline Bisset), Bermuda'da tatil yaparken İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma batık bir gemi kalıntısına rastlarlar. Yaptıkları dalışlar ile gemi çevresinde ampül tüpler şeklinde garip sıvılar bulurlar. Bunların morfin olduğunun orta çıkması ile peşlerine mafya takılır. "Jaws"ın da yazarı olan Peter Benchley'in aynı isimli romanından uyarlamadır.
Olaylar 1924 yılında, İngiliz sömürgesi olan Hindistan'da geçiyor. Judy Davis'in canlandırdığı Adela Quested, genç ve dikbaşlı bir İngiliz kadın, yanında nişanlısının annesi Mrs. Moore (Peggy Ashcroft) olduğu halde Hindistan'a gelir. Burada tanışıp dost edindiği Dr. Aziz (Victor Banerjee) bir süre sonra Adela'yı mistik Marabar mağaralarına yapacağı ziyarette kendisine katılması için davet eder. Girdikleri bir mağaradan yara izleriyle çıkan Adela, Aziz'in kendisine saldırdığını iddia eder.
Kayıp Atlantis kıtasını arayan Prof. Aitken, oğlu Charles ve Greg Collinson, keşif gemilerinin mürettebatı tarafından ihanete uğrar. Mürettebat, Atlantis'in efsanevi hazinelerinin cazibesine kapılmıştır. Dalgıç çanı devre dışı kalınca, derin denizden gelen bir canavar gemiye saldırır. Hepsi denizin dibine sürüklenir ve orada, denizcileri köle olarak kullanan gelişmiş bir uzaylı ırkına ait Atlantis’in kayıp kıtasının sakinleriyle karşılaşırlar.