Yeni bir dünya turuna çıkmak üzere olan küresel pop fenomeni Skye Riley(Naomi Scott), giderek daha korkunç ve açıklanamaz olaylar yaşamaya başlar. Artan dehşet ve şöhretin baskısından bunalan Skye, kontrolden çıkmadan önce hayatının kontrolünü yeniden kazanmak için karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Genç bir arkadaş grubu buldukları mumyalanmış lanetli bir eli kullanarak ruhları nasıl canlandıracaklarını keşfederler ve içlerinden biri çok ileri gidip korkunç doğaüstü güçleri serbest bırakana kadar yeni heyecana kapılırlar.
Bir hastayı içeren tuhaf, travmatik bir olaya tanık olan Dr. Rose Cotter, açıklayamadığı korkutucu olaylar yaşamaya başlar. Bu karşı konulmaz derecede bunaltıcı olan dehşet hayatını ele geçirmeye başlarken, Rose hayatta kalmak ve korkunç yeni gerçekliğinden kaçmak için sıkıntılı geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.
19. yy sonlarında Londra’da Robert Angier, sevgili eşi Julia McCullough ve Alfred Borden hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir gösteri esnasında Julia ölünce Robert, onun ölümünden Alfred’i suçlar ve birbirlerine düşman olurlar. Zaman içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar.
Oliver Quick, Oxford Üniversitesi'ndeki yerini bulmakta zorlanan bir öğrencidir. Bu süreçte Oliver, kendisini büyüleyici ve aristokrat Felix Catton'ın dünyasının içine çekilmiş bulur. Felix onu, eksantrik ailesinin genişleyen malikanesi Saltburn'e asla unutulmayacak bir yaz için davet eder.
Sesleri duyabilen Ishida Shouya ve onun aksine sesleri duyamayan sağır nakil öğrenci Nishimiya Shoko… İkili uğursuz bir günde tanışır ve sınıfın liderlerinden diyebileceğimiz Shouya, Shoko’ya zorbalık etmeye başlar. Ama çok geçmeden sınıf hedefini Shoko’dan kabadayılık yapan Shouya’ya çevirir. Aradan yıllar geçer ve Shouya bir kez daha Shoko ile buluşması gerektiğini hisseder.
Sezar ve onun liderliğindeki maymunlar, acımasız Albay'ın yönettiği insan ordusuyla büyük bir çatışmaya zorlanır. Maymunların hayal edilemez kayıplarından sonra Sezar, karanlık içgüdülerine yenik düşer ve türünün intikamını almak için kendi efsanevi macerasına başlar. Yolculuk onları en sonunda yüz yüze getirdiğinde; Sezar ve Albay, türlerinin ve gezegenin kaderini belirleyecek epik bir savaşta birbirlerine karşı savaşırlar.
Irkçı geçmişiyle tanınan, ABD’nin güney eyaleti Mississipi’de, 60’lı yıllarda bir zenci için yaşam hiç de kolay değildir. Bunu değiştirmek için çalışan 3 insan hakları eylemcisinin ortadan kaybolması iki FBI ajanının bölgeye gelmesiyle sonuçlanır.
Emekli bir porno yıldızı olan Miloş, ailesiyle "normal" bir hayat sürdürürken, eski iş arkadaşlarından Leyla bir gün bir teklifle çıkagelir. Miloş’un yer almasını istediği "sanat filmi projesi"nde reddedemeyeceği kadar büyük bir para vardır; fakat öte yandan bu işin arka yüzü ve detayları sır gibi saklanmaktadır...
Kendisi çok başarılı bir güreşçi olan baba Fritz Von Erich, oğullarını da 1 numaraya taşımak için despot bir biçimde, zalimce yöntemler uygulamaktadır. Şampiyon kardeşler sporda zirveye doğru tırmanırken, tüm aile çalkantılı olaylara, büyük güçlüklere göğüs germek zorunda kalır.
Yönetmen Stanley Kubrick, Full Metal Jacket filminde savaşın ve askerliğin, insanların duygularını nasıl yok ettiğini gün yüzüne çıkarıyor. 18 yaşındaki acemi bir askerin gözünden, acemi askerlerin Deniz Kuvvetleri'ndeki ilk günlerinden başlayarak nasıl insani duygularının yok edildiğini ve bireysellikten çıkarılıp Deniz Piyadesi olarak nasıl tekrardan yaratıldıklarını anlatıyor. Film, 1968 yılında Vietnam harekatı için yetiştirilen askerlerin ruhlarında bıraktığı zarar ve savaşın nasıl insanlık dışı bir şey olduğunu açığa çıkartıyor. Gustav Hasford'un "The Short-Timers" isimli romanından uyarlanmıştır.
Lee, sevgilisi Peter'la sıradan bir ilişkisi ve bunun yatay izdüşümünde monoton bir cinsel hayatı olan genç bir kadındır. Lee, başarılı avukat E.Edward Grey'in yanında çalışmaya başlayınca bütün yaşamı değişecek ve anlamına kavuşacaktır. Avukatın sadist eğilimleri, genç kadının mazoşist zevkleriyle karşılaşınca ikisi de yıllardır aradığı oyun arkadaşını bulmuş gibi olur.
Yeni Roma Şehri değişmek zorundadır. Dahi bir sanatçı olan Cesar Catilina; ütopik, idealist bir gelecek hayali kurmaktadır. Karşısında ise bitmek bilmeyen hırsı, çıkarları ve partisine düşkünlüğüyle bilinen Belediye Başkanı Franklyn Cicero vardır. Belediye Başkanı’nın kızı Julia Cicero ise ikisinin arasında kalmıştır. Cesar’a olan sevgisi ile inançlarına olan sadakati arasında seçim yapmak zorunda kalması, insanlığın nasıl bir gelecek hak ettiği konusunda bir seçim yapmasını gerektirir.
Hiç mahkeme salonuna girmemiş olmasına rağmen 60 ın üstünde dava kazanmış ve rahat kişiliği ile tanınan Donanma Avukatı Daniel Kaffe'ye Küba sınırında bir askerin öldürülmesi ile ilgili bir davanın gelmesi ile bütün sorunlar başlar. Müvekkilleri ile devamlı anlaşma yoluna gittiği için hiç mahkeme salonuna gitmeden dava kazanan Kaffe, bu sefer askerlerin cinayeti kabul etmemesi ve verilen emri uyguladıkları iddiası üzerine ve JoAnne Galloway isimli diğer donanma avukatı da işin içine girince davayı mahkemeye taşımak zorunda kalacaktır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, birkaç Alman subayı Adolf Hitler'e suikast yapmayı planlarlar. Ayrıca savaşı bitirme adına da güçlerini kullanmaya başlarlar. Valkyrie adı verdikleri operasyon sayesinde Nazi hükümetine karşı bir ayaklanma başlatırlar.Operasyonun başında olan Albay Claus von Stauffenberg Tom Cruise tarafından canlandırılıyor. Tarihte de önemli bir yer etmiş olan Albay Stauffenberg, bu uğurda her şeyi göze almaya hazırdır * çok güzel ayrıntılar eklenmiş güzel bir film * 2. dünya savaşında almanya'nın nazilerden ibaret olmadığını duyurmak ve birşeyleri değiştirebiliriz umuduyla harekete geçen bir grup subayın onurlu hikayesini anlatan beni oldukça etkilemiş duygu yoğunluğu üst seviyelerde harika bir film
Blonde, 50'li ve 60'lı yıllarda, sinema tarihinin en büyük seks sembollerinden biri olan Marilyn Monroe'nun hem özel hem de kariyer hayatına odaklanıyor.
Hindistan’da mühendislik okuyan Farhan, bu bölüme ailesinin zoruyla girmiştir. Farhan'ın asıl arzusu ise fotoğrafçılık eğitimi almaktır. Oda arkadaşı Raju ise fakir bir ailede büyümüş, bir an önce mesleğini eline alıp onlara bakmak için çırpınan bir mühendis adayıdır. Odalarına gelen Rancho (Aamir Khan) ise her ikisinden de tamamen farklı, tuhaf ve bir o kadar da zeki bir çocuktur. Birbirlerinin en yakın arkadaşı haline gelen Farhan, Raju ve Rancho, Rancho’nun içinde bulunduğu okulu ve eğitim sistemini değiştirme çabalarının sonucunda okulun diktatör hocası “Virus”ün görüş alanına girerler. Kendilerine ve tüm okula ilham olan, herkesten farklı düşünen ve sistemi değiştirmenin mümkün olduğunu savunan Rancho, mezun olduktan sonra ortadan kaybolur. Rancho’yu bulmak için yıllar sonra yollara düşen Farhan ve Raju, bu yolculuklarında Rancho’nun şaşırtıcı hikâyesine tanık olacaktır.
Yakın gelecekte Japonya'da, hükümet gençlerin neden olduğu şiddet eğlemlerinin önüne geçememektedir. Öğretmenler, aileler kısacası tüm toplum gençliğin yarattığı korku bulutuna teslim olmuştur. Japon hükümeti olayların kızışmasının ardından "Battle Royale" denilen kanunları kabul etmiştir. "Battle Royale" kanunlarına göre her yıl ülke içinden rastgele bir lise sınıfı seçilir ve bu sınıfın öğrencileri yerini yine hükümetten kimsenin bilmediği bir adaya götürülürler.
Bu seneki "Battle Royale" için Nobu'nun sınıfı seçilir. Nobu ve arkadaşları hükümet tarafından "Battle Royale" adasına kaçırılırlar. Adada onları öğretmenleri Takeshi karşılar ve oynayacakları oyunun kurallarını açıklar. Kurallar basittir, Nobu ve 41 arkadaşından sadece bir kişi adadan canlı ayrılabilecektir. Hükümet gençlerin herbirine, içinde farklı silahlar ve yeterli yiyecek bulunan bir çanta verir. Gençler, adadan canlı çıkabilmek için 3 gün içinde birbirlerini öldürmek zorundadırlar...
En çok satan yazarlardan biri olan Ingrid, birkaç yıldır iletişimini kaybettiği savaş gazetecisi arkadaşı Martha ile ilişkisini yeniden canlandırır. İki kadın geçmişlerine dalarak anılarını, anekdotlarını, sanat eserlerini, filmlerini paylaşırlar ancak Martha, yeni güçlenen bağlarını sınayacak bir istekte bulunur.
Film, kızı bir süre önce evlerine yakın bir yerde tecavüz edilerek katledilen Mildred Hayes’in öfkeli, saldırgan hallerini yansıtıyor. Kızının cinayet davasında bir suçlu bulunmadan aylar geçer ve Mildred bunun üzerine cesur bir hamle yapar. Karayoluna yakın bir yerden üç reklam panosu kiralar ve kentin saygıdeğer polis şefi William "Bill" Willoughby'ye yönelik meydan okuyan mesajlar karalar. Mildred bu işten vazgeçmesi için yapılan bütün baskı ve zulümlere göğüs gerer ve herkese tek başına meydan okur.