İnsan ilişkileri ve insanın kendini keşfetmesi hakkında bir film olan Ay Işığı, genç siyahi bir adamın çocukluğundan yetişkinliğe kadar Miami'nin zor bir mahallesinde, hayatta kendine yer edinme savaşını ve büyüme hikayesini anlatıyor. Chiron'un hayatının 3 ayrı dönemini anlatan film kahramanın annesi ile ilişkisine, okul hayatına, romantik ilişkisine, iş hayatına ve uyuşturucu satıcılığı yapan Juan ile olan ilişkisine değiniyor.
Tüm zamanların tarihsel açıdan en önemli filmlerinden biri olan Steven Spielberg'in Schindler'in Listesi, cesaret ve inanç dersleriyle nesiller boyu ilham vermeye devam eden güçlü bir hikaye. En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil olmak üzere yedi Akademi Ödülü sahibi olan bu inanılmaz gerçek hikaye, Holokost sırasında 1.100'den fazla Yahudinin hayatını kurtaran esrarengiz Oskar Schindler'i (Liam Neeson) konu alıyor. Bu, fark yaratan bir adamın zaferi ve yaptıkları sayesinde insanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden birini atlatanların dramıdır.
Wladyslaw Szpilman, Polonyalı başarılı bir piyanisttir. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların Polonya'yı işgal etmesiyle hayatı kâbusa döner. Musevi olduğu halde şans eseri toplama kamplarına gitmekten kurtulur ve Varşova'nın gettolarında yaşamaya başlar. Acı ve sefalet dolu yaşamı, bir gün bir Alman subayının ona yardıma gelmesi ve onu oradan kurtarmasıyla değişir.
En yakın arkadaş ve aynı zamanda ev arkadaşı olan Dreux ve Alyssa "Saate Karşı" bir gün geçireceklerdir. Alyssa'nın erkek arkadaşının kira paralarını çarçur ettiğini öğrendiklerinde ikili, evden atılmamak ve arkadaşlıklarını korumak için zamanla yarışarak komik bir yola girer.
New York’un önde gelen suç patronlarından birisinin şoförlüğünü yapan Frank Lucas’ın varlığından patronu ölene kadar hiç kimsenin haberi yoktur. Ancak patronunun aniden ölümü üzerine kendi imparatorluğunu kurmak ve Amerikan Rüyası’nın kendine özgü versiyonunu yaratmak için gereken açık kapıları keşfeder ve kolları sıvar. Frank Lucas, zekâsı ve katı çalışma ahlâkı sayesinde kısa sürede Harlem bölgesindeki uyuşturucu ticaretinin kontrolünü eline geçirir.
1960’larda inşa edilmiş ve 80’lerin başında Rio De Janeiro’nun en tehlikeli mahallelerinden birine dönüşmüş, sosyal konutlardan oluşan “Tanrıkent”te organize suçun destansı tarihi. Film 60’larda iki kenar mahalle çocuğunun seçtiği iki ayrı yolu takip eder.Fotoğrafçı olma hayalleri kurar ama fotoğraf makinesi alacak parası yoktur. Öte yandan, Küçük Ze çocukluğundan beri tam bir suçlu özellikleri taşır; acımasız, akıllı ve hırslıdır. Küçük yaşta planladığı bir genelev soygunu sırasında öldürmenin tadını alır, gün geçtikçe bu konudaki iştahı giderek artar. 70’lerde Ze, sakin ve becerikli Bee’nin desteğiyle, favela’nın (mahallenin) uyuşturucu ticareti üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırır. 80’lerin başlarında “Tanrıkent”i çetelerarası savaş sarar ve amansız genç suçlulardan oluşan yeni bir kuşak çıkıp “eskilerin” yerini almaya çalışırken, artık bir fotoğraf makinesine sahip olan Rocket, onu bu bitmek tükenmek bilmez katliam döngüsünü belgelemede kullanır...
Detroit sakinleri için, şehrin sınırını simgeleyen 8 mil, aynı zamanda hayatları için de bir limittir. Bu ayrıca Jimmy Smith Jr. (Eminem) için psikolojik bir engeli simgelemektedir... Nerede olmak ve kim olmak istediğiyle ilgili bir engeli. Umutsuzca müzik dünyasına girmek isteyen Jimmy, amacına ulaşmak için öfkesini, korkularını ve düş kırıklıklarını dışa vurmayı ve kendi avantajına çevirmeyi öğrenecektir.
Meksikalı iki kardeş olan Paco ve Cruz ile kuzenleri Miklo’nun 70’lerde Los Angeles’ta katıldıkları sokak çetesinin hayatlarında yarattığı büyük değişimler konu ediliyor. Bu üç adamın 80’lerin ortasına kadarki yaşamları gözler önüne seriliyor. Çetenin şiddet uygulamayı zorunlu kılan birtakım işlerine bulaştıktan ve bu vesileyle hapishaneyle tanıştıktan sonra, tepeden tırnağa değişen karakterlerin her biri farklı yollara sapıyor. Böylece birbirlerine olan bağlılıkları da geçmişteki bir anı olarak kalıyor sadece.
1987 yılında California’daki Compton sokaklarından NWA (Niggaz Wit Attitudes) adında 5 genç adamdan oluşan bir grup çıkar ve hayat hakkındaki isyankar görüşleri ile kendi müziklerini kullanarak Hip Hop kültüründe bir devrim yaparlar.
Los Angeles gettolarında birlikte büyüyen üç arkadaşın öyküsünü anlatan film, kenar mahallede yaşanan olaylara içten bir bakış atmasıyla benzerlerinden ayrılıyor. Kardeş gibi Doughboy ve Ricky Baker birbirlerine benzememekle birlikte her an birlikte takılmaktadırlar. Üçüncü kişi ise Tre'dir. Üçlü şiddet ve uyuşturucunun konuştuğu mahallerinde kendilerini ispat etmeye çalışır. 90'lı yılların başında gettoda yaşayan siyah gençler arasında yükselen nefreti, şiddete olan eğilimi, doğasına yakın bir şekilde sunuyor film. Yönetmen bu filmi 23 yaşında çektiği için sinema dünyasının yeni dahilerinden biri olarak selamlandı ve henüz 24 yaşındayken Oscar ödülüne aday oldu.
Paris’in gettolarında hararetli saatler yaşanmaktadır. Grup halinde dolaşan yerel gençlerle, çevreyi kuşatan polisler arasında nefret dolu bakışlardan oluşan bir gerilim vardır. Mahallenin gençlerinden Abdel, polis soruşturması sırasında dövüldüğü için hastanede ölüm döşeğinde yatmaktadır. Arkadaşı Vinz ise, Abdel’in ölmesi durumunda bir polis vurmaya ant içer.
Caine ve arkadaşı O-Dog, iki genç Afro-Amerikalı, sokağın köşesinde bulunan bir bakkal dükkanına bira almak için giderler. Bakkalın Koreli sahibi ve karısı onları iyi karşılamaz., bakkallarında iki siyahi genci görünce tedirgin olurlar, O-Dog bu çifte karşı kötü duygular beslemeye başlar . O-Dog küfretmeye başlar ve soğukkanlılığını koruyamayarak kendisine karşı direnen bakkal sahibini kafasına ve dizlerine ateş ederek öldürür. Ardından kasayı boşaltır, bakkalın karısını öldürür ve güvenlik kamerası kaydını yok eder. Arkadaşı Caine, bu olanlar karşısında şok olmuştur ve oradan kaçar. O-Dog'un aksine o sorunları olan bir genç değildir, başlangıçta basit bir alışveriş için girdikleri bakkalda, arkalarında 2 ölü ve bir silahlı soygun bırakırlar.
Konusuamien ve Leito şehrin gizli servisi olaya el atmadan önce 5 gangster tarafından kontrol edilen belalı bölgeye barış getirebilmek için 13. bölgeye geri dönerler. Fakat başlarında bir sürü belalı çete ve devlet güçleri vardır. İşin içinden sıyrılabilmeleri onların yeteneğine bağlıdır.
Birbirlerinden farklı ama ortak olarak hayattan beklentileri olmayan karakterle dolu koca bir sınıf öğrencinin arasında idealist duygularla öğretmenlik yapmaya yeni başlayan Erin'in işi, sandığından da zordur. Farklı ırk ve toplum katmanlarından gelen öğrenciler için okul, sadece yaşları gereği orada bulunmaya katlanmaları gereken bir yerdir.Erin, kendince yöntemlerle onlara yakınlaşmaya çalışsa da bu niyeti daha da büyük tepkilere yol açar. Çünkü öğrenciler, hayatta yüzleştikleri ırksal ve toplumsal acı gerçekleri farkına vararak öğretmenlerinin saf idealizmi bırakmasını isterler. Zaman içinde onlarla iletişim kurmayı başaran Erin, herbiri birbirinden farklı hikayesi olan bu gençleri, kendi hikayelerini yazmaları ve bunu da birbirleri ile paylaşmaları konusunda cesaretlendirir. Basit bir günlük işlevi görmenin ötesine geçen bu yazılar, öğrencilerin hayata tutunmalarını sağlayan bir araca dönüşecektir.
1992 Nisanında Los Angeles polis teşkilatında gerçekleşen olaylara dayandırılan bir film. Zenci Rodney King'in dövülmesi olayına karışan 4 beyaz polisin suçsuz bulunması ve LA'deki isyanın meydana gelmesinden sadece günler önce gelişen gerilimi konu almaktadır.
Stéphane, Paris banliyönlerinden Montfermeil’deki Suçla Mücadele Timi’ne yeni katılmıştır. Ekibin deneyimli üyelerinden Chris ve Gwada ile birlikte çıktığı devriyelerde mahalledeki çeteler arasındaki gerginliği fark eder. Bir tutuklama esnasında olay kontrollerinden çıkar ve bu sırada farkında olmadan bir drone tarafından çekilirler. Artık Stéphane ve ekibi gittikçe büyüyen bu gerginliğin bir parçasıdır.
Yanan bir binadaki iki itfaiyeci bir hazine haritası bulur. Hazine, St. Louis'de kapatılmış bir fabrikada saklıdır. Altını bulmak için gittikleri fabrikada bir cinayete tanık olurlar.
Marcus şehrin karanlığına kendisini kaptırmış ve yolunu şaşırmış bir adamdır. Hayatını düşkünlere uyuşturucu satarak ve suç işleyerek kazanmakta ve suç sayesinde yaşamaktadır. Bir gün artık bu hayatın sonunun gelmesi gerektiğini fark eder. Onu bu bataklıktan çıkaracak olan yegane uğraşı ise rap müziktir. Marcus, rap müziğe sarılarak kurtulmaya çalışacaktır.
"Bir Zamanlar Savaşçıydılar," bir kadının ailesini bir arada tutmak için geleneklerine dönüşünü anlatıyor. Beth, beş çocuğu ve kocasıyla Yeni Zelanda'da bir gecekonduda yaşayan Maori kökenli, fakir bir kadındır. 18 Yıl önce Maori ailesinin evlenmesini istemediği kocası iyice içkiye bulaşmış, Beth'e kötü davranan, O'nu döven bir adamdır. Beş çocuklarından biri bir çeteye katılmış, diğeri ise bir sosyal yardım kurumu tarafından götürülmüştür. Beth tüm sorunlarına rağmen aileyi bir arada tutmaya çabalarken tek yardımcısı hayatla ilgili umutlarına dört elle sarılan kızı Grace'dir. Yazar olmak isteyen Grace'in başına gelenler ailenin kaderini değiştirir ve Beth'in, geleneklerinde yatan gücü keşfetmeye zorlar...
A strange mortician tells four horrific tales to three drug dealers that he traps in their local funeral parlor.