Sezar ve onun liderliğindeki maymunlar, acımasız Albay'ın yönettiği insan ordusuyla büyük bir çatışmaya zorlanır. Maymunların hayal edilemez kayıplarından sonra Sezar, karanlık içgüdülerine yenik düşer ve türünün intikamını almak için kendi efsanevi macerasına başlar. Yolculuk onları en sonunda yüz yüze getirdiğinde; Sezar ve Albay, türlerinin ve gezegenin kaderini belirleyecek epik bir savaşta birbirlerine karşı savaşırlar.
İç Savaş, Amerika Birleşik Devletleri'nin çöküşün eşiğinde olduğu ve yerleşik gazetecilerin hayatlarının en büyük hikayesini anlatmak için yarıştığı yakın bir gelecekte geçiyor. Federal hükûmete karşı ayaklanan eyaletler tarafından oluşturulan silahlı ittifak Batı Güçleri, başkente saldırmak üzeredir. Bu süreçte dünyanın dört bir yanında vahşeti görüntüleyen savaş fotoğrafçısı Lee, içlerinde akıl hocalığını üstlendiği Jessie adında hevesli genç bir fotoğrafçının da bulunduğu küçük bir gazeteci grubu ile birlikte başkanla son bir röportaj yapma umuduyla Beyaz Saray’a gider.
Güneyli güzel Scarlett O'Hara üç evliliği, iç savaş ve Güneyin yeniden inşaa edilmesi sürecinde zenginlikten fakirliğe düşüşünü, sonra yeniden zenginliğe kavuşmasını anlatan film, Margaret Mitchell'in klasik eserinden sinemaya uyarlanmış olup yapımcı David O. Selznick'in en başarılı eseri kabul edilmiştir.
Bir doktoru kurtarmak üzere savaşın harap ettiği Afrika'daki bir ormana gönderilen deniz komandosu, doktorun baktığı mültecileri de kurtarması gerektiğini fark eder.
Yuri Orlov ve ailesi Amerika ‘ya o çok küçük yaşlardayken göç etmiştir. Sıradan geçen hayatı yaşadığı bir olay yüzünden tamamen değişir. Uluslarası bir silah taciri olup, en önemli ordulara, diktatörlere silah pazarlamaya başlar. Kardeşi Vitaly ile başladıkları bu işte az zamanda çok yol katederler. Ordulara, diktatörlere silah satmaya kadar uzanan kariyerlerinde Vitaly kardeşini yarı yolda bırakır. Ağır sorumluluklar ve sağlam bir yürek isteyen bu işi daha fazla kaldıramaz. Yoluna tek başına devam eden Yuri, hayallerinin kadınıyla evlenir ve çoluk çocuğa karışır ama ailesi onun bir nakliye şirketinin sahibi olduğunu sanmaktadır.
Ulusal Sualtı Araştırmaları Kurumu'nun özel projeler yöneticisi Dirk Pitt, Afrika'daki Nijer nehrinde bir batıkta hazine aramaktadır. Bu arada bölgedeki toplu ölümleri araştıran Birleşmiş Milletler görevlisi güzel bir bilim kadınını ölümden kurtarır. Araştırmalara beraber devam eden ikili, ölümlerin arkasında Fransız bir milyonerle Batı Afrika'lı bir diktatörün olduğunu öğrenirler. Bölgedeki biyolojik salgın engellenemezse denize yayılacak ve tüm dünyayı tehdit edecektir.Çok satan aksiyon romanları yazarı Clive Cussler'ın aynı adlı kitabından uyarlanan film, ABD'de vizyona girdiği ilk hafta iyi bir gişe başarısı elde ederek yazarın takipçilerinin yanı sıra aksiyon severleri de tatmin etti.
Kıyamet sonrası hiç bitmeyen bir kışın yaşandığı bir dönemde 6 asker, savaşı sona erdirebilecek bir göreve gönderilir. Buz utmuş denizin ötesine geçip teslimat yapmakla görevlendirilen askerler kendilerini bu süreçte zorlu bir mücadelenin içinde bulur.
1970'lerin ortalarında New York Times muhabiri Sydney Schanberg Kamboçya'da hüküm süren iç savaşı gazetesi adına takip edip yazmak için bu ülkededir. Kendisine gazetenin bölge muhabiri olan, arkadaşı ve tercümanı Dith Pran yardımcı olmaktadır. Amerikan ordusu Vietnam yenilgisinden sonra geri çekilirken Kamboçya'lıların da bölgeden tahliyesini sağlamaktadır. Ancak ailesini helikoptere bindiren Dith Pran görevini terketmeyerek Sydney Schanberg'le birlikte bölgede kalır ve haber yapmayı sürdürürler. Bir dizi trajik habere imza atan ekip ülkedeki durumun daha da vahim bir hal alması ile ABD'ye dönme kararı alır. Ancak bir Kamboçya'lı olan Dith Pran kaçamaz ve korktuğu şey başına gelir,ülkeyi kana bulayan Kızıl Kmerlere esir düşer.
Güney'de geçen doğaüstü aşk hikayesi Beautiful Creatures iki sevgilinin öyküsünü anlatıyor: Yaşadığı küçük kasabadan kaçmak isteyen genç bir adam olan Ethan (Alden Ehrenreich) ile gizemli bir kız olan Lena (Alice Englert). Birlikte ailelerinin, kasabalarının ve geçmişlerinin karanlık sırlarını aydınlatmaya çalışıyorlar. Kami Garcia ile Margaret Stohl’un en çok satanlar listesindeki romanından uyarlanan filmi Oscar adaylığına sahip Richard LaGravenese ("The Fisher King","P.S. I Love You") yönetiyor...
Yazar olan Veronica, kariyerinde oldukça başarılıdır. Genç kadın, beklemediği bir anda kendisini korkunç bir gerçeklikte hapsolmuş olarak bulur. Paralel dünyada sıkışıp kalan Veronica bu durumun ardından geçmişi, bugünü ve geleceği sorgulamaya başlar. Onun hapsolduğu bu dünyadan kaçmasının tek yolu, yaşananların ardındaki gizemi çözebilmektir. Veronica, sınırlı zamana karşı yarışıp, içine düştüğü girdaptan kurtulmanın yolunu bulabilecek midir?
Ailesi iç savaş yüzünden paramparça olan Batı Afrikalı bir çocuk, paralı askerler birliğine katılmak zorunda kalır. O artık bir çocuk askerdir.
Tahran'da ailesi ile birlikte yaşamakta olan küçük Marjane'ın ve ailesinin hayatı Şah rejiminin devrilmesiyle değişir. Aile çareyi Marjane'ı, politik tansiyonun giderek arttığı ülkeden göndermekte bulur. Avusturya'daki bir okula yazılan Marjane önce batı kültürüne uyum sağlamakta daha sonra ise koptuğu doğu kültürüne tekrar alışmakta zorluk çeker.
Filmde, 1860’ların İtalyası’nın hızla değişen toplumsal yapısına uyum sağlamaya çalışan yaşlı bir prensi canlandıran Burt Lancaster, statüsünü ve yaşam tarzını sağlama alma çabasıyla yeğeni Tancredi’nin (Alain Delon) zengin bir tüccarın kızı olan Angela’yla (Claudia Cardinale) evliliğini ayarlar; ve filmin final bölümünü oluşturan neredeyse bir saate yakın balo sahnesi boyunca, hem ait olduğu toplumsal sınıf hem de kendi geçmişiyle bugünü üzerine derin düşüncelere dalar. Birey ve toplum arasındaki etkileşimi büyüleyici ve görkemli bir dille anlatan böyle bir filmi, ancak Visconti gibi aristokrat kökenli bir Marksist yönetebilirdi. (Lancaster, rolünü Visconti’nin karakterinden yola çıkarak canlandırdığını söylemiştir). Aristokratların artık gücün yeni zenginlerin eline geçtiğini kabullendikleri balo sahnesi, haklı olarak sinema tarihinin en ustaca çekilmiş sahnelerinden biri olarak kabul edilir.
Year 2116—The Japanese government begins to export the Sibyl System unmanned drone robots to troubled countries, and the system spreads throughout the world. A state in the midst of a civil war, SEAUn (the South East Asia Union), brings in the Sibyl System as an experiment. Under the new system, the coastal town of Shambala Float achieves temporary peace and safety. But then SEAUn sends terrorists to Japan. They slip through the Sibyl System and then attack from within. The shadow of a certain man falls on this incident. In charge of the police, Tsunemori travels to Shambala Float to investigate. The truth of justice on this new ground will become clear.
Film, Kuzey Kore ve Güney Kore’nin birleşme kararından sonra gelişen olayları konu almaktadır. 2029 yılında Kuzey Kore ve Güney Kore hükümeti birleşerek bir devlet kurmayı kabul eder. Son 5 yıldır da bunun için hazırlıklar yapılmaktadır. Bu arada, birleşmeyi destekleyen ve bu birleşmeye karşı çıkanlar olmak üzere insanlar iki gruba ayrılır ve büyük tartışmalar meydana gelir.
1920'li yıllarda geçen bu filmde, bağımsız İrlanda Cumhuriyeti'nin ve Kuzey İrlanda'nın ortaya çıkışıyla sonuçlanan olaylar konu alınıyor. İngiliz askerlerinin zulmüne tanık olan Damien, zulme karşı direnen İrlandalı Cumhuriyetçilere katılır. Damien'ın ağabeyi Teddy de bu direniş grubunun liderliğini yapmaktadır. İki kardeş birlik ve beraberlik içerisinde direnişi sürdürmeye devam eder. Fakat barış anlaşmasının imzalanması ile iki kardeş ayrı saflarda yer almaya başlar.
Üç kan kardeşinin bir savaşın ortasında kahramanca verdikleri yaşam mücadelesini anlatmaktadır.
Paul adında bir serserinin arkadaşını öldüren canilerden intikam almak için küçük bir kasabaya gelmesini ve buradaki hotel çalışanlarından yardım almasını konu alan filmin yönetmenliğini ve senaristliğini korku filmleriyle tanınan Ti West üstleniyor...
When a black Civil War veteran becomes co-owner of the southern McMasters ranch, the incensed local Confederate veterans come gunning for him and his Indian wife.
Guy Hamilton, ilk işi yurtdışında muhbirlik olan bir gazetecidir. Endonezya'ya gelişi sandığının aksine onu çok tehlikeli bir ortama sokar. Komünist Parti'nin silahlanması ve Sukarno'yu düşürme girişimini batı destekli müslüman generaller önler, Sukarno düşer, generaller yönetime el koyar; işin içinde batılı muhabirler, ateşeler, ajanlar da eklenmiştir.