New England'daki bir hazırlık okulunda çalışan, kimsenin sevmediği huysuz bir öğretmen, gidecek yeri olmayan birkaç öğrenciye nezaret etmek için Noel tatili boyunca okulda kalmak zorunda kalır. Birkaç gün sonra okulda kalan tek öğrenci, 15 yaşındaki zeki ve baş belası Angus ve oğlunu Vietnam’da yeni kaybetmiş olan okulun şef aşçısı Mary ile beklenmedik bir bağ kurar.
Sıra dışı aileleri filmlerine konu eden Japon usta Kore-eda, bu kez bir kasaba okulunda çıkan olayları, kendi deyimiyle "devasa bir uçurum yaratarak toplumu bölen küçük kıvılcımları" anlatıyor. Oğlu Minato'nun davranışlarından şüphelenen annesi, bu değişimden çocuğun öğretmeninin sorumlu olduğunu öğrenir ve hemen okul yönetiminden hesap sorar. Anne, çocuk ve öğretmenin gözünden hikâyeyi ayrı ayrı izlediğimiz filmin Cannes'da ödül kazanan senaryosunu Yuji Sakamoto yazdı. Kore-eda, filmdeki uçurum "dünya çapında insanlar, ülkeler ve etnik gruplar arasındaki ayrımı yansıtıyor" diyor.
Araba satıcısı bir baba ile "flörtöz" bir annenin çocuğu olan Matilda, küçüklüğünden itibaren kendi halinde yetiştiriliyor. Yerel kütüphaneye giderek herşeyi okumaya başlıyor ve zamanla içindeki telekinetik güçleri keşfediyor. Bu arada kızlarının yeteneklerine inanmayan ailesi onu kabus gibi bir okula yolluyorlar. Matilda buradaki sadist kadın yöneticinin yaşamını cehenneme çevirmek üzere işe koyuluyor.
James ve Dev Şeftali"nin yazarı Dahl'dan yapılmış bir uyarlama. Klasik çocuk kitaplarının dışında, anarşizan çizgilerle miniklerin dünyasına yaklaşan yazarın "Matilda" isimli bu az bilinen romanını Danny DeVito sinamaya uyarlarken özgün esere son derece sadık kalmış. Sözkonusu olan hem küçüklerin hem de yetişkinlerin son derece zevk alarak izleyeceği bir "kara komedi"
Dony'nin daha gençliğinin baharında bir oğlu olmuştur. Oğlu Todd'u 18. yaş gününe kadar yalnız başına büyütmüştür. Todd ile babası daha sonra uzun yıllar görüşmezler. Ancak, davet etmediği babası düğününün arefesinde aniden ortaya çıkınca Todd'un dünyası alt üst olacaktır. Oğluyla ilişkisini yeniden canlandırmaya çalışan Donny kötü bir baba oluşunun sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalır...
İki astronom, Dünya'yı yok edecek bir kuyruklu yıldızın yaklaşmakta olduğu konusunda insanlığı uyarmak için bir medya turuna çıkar, ancak hiç kimse onları umursamaz.
Bir profesör ile yetenekli öğrencisi arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Yetenekli bir genç yazar ve profesörü ikisini de giderek karmaşıklaşan bir ağın içine sokan bir proje için görevlendirince, yaratıcı bir yolculuğa çıkar. Çizgiler bulanıklaşırken ve hayatları iç içe geçerken, profesör ve öğrencisi, bireysel amaç duygularını ve en değer verdikleri şeyleri korumaya çabalarken en karanlık benlikleriyle yüzleşmek zorundadır.
Bir doğum günü kutlamasında bir araya gelen dört öğretmen, kanımızda doğuştan alkol eksikliği olduğu ve bu eksikliğin gün boyunca kontrollü alkol tüketimiyle kapatılması sonucu, insanın potansiyeline ulaşacağını ileri süren teoriden hareketle bir deneye girişirler. “Akademik deneyin” başlarında okuldaki performansları ve sosyal hayattaki başarıları gittikçe artsa da deneyin kurallarını sürekli esnetip güncelledikçe hem kendilerinin hem de toplumun sınırlarını zorlamaya başlarlar.
Bundan yıllar yıllar önce...Dedelerinizin dedelerinin dedeleri zamanında...Belki de onların babaları zamanında...Yoksul bir çiftçinin yeğeni olan Eragon ormanda parlak, mavi bir taş bulur... O an bu taşın başına konan bir talih kuşu olduğunu ve bu sayede ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünür. Taş çatladığında ise ailesine eski dünyadan kalan bir miras ile karşı karşıya olduğunu anlar...
Androidlerin öldürücü saldırılarına başlamasının üzerinden on üç yıl geçti ve karşı koyan tek kişi Son Gohan'dı. Bulma'nın oğlu Trunks'ı öğrenci olarak alır ve hatta Trunks'un hayatını kurtarmak için kendi hayatını bile verir. Şimdi Trunks bu kıyametvari geleceği değiştirmenin bir yolunu bulmalı
Film, annesine hamileyken yıldırım çarptığı için bembeyaz, kılsız, elektriklenme özelliği ile dünyaya gelmiş dünyanın en zeki çocuğunun hikayesini anlatıyor. Annesi bu olayda ölmüş, babası onu reddetmiştir. Birlikte yaşadığı büyük anne ve büyük babası ölünce, gencin varlığı şerif tarafından keşfedilir.
Çok sayıda olayın örtbas edildiği bir okulda görev yapan şefkatli bir öğretmen, işitme engelli çocuklara cinsel tacizde bulunan diğer öğretmenleri ifşa etmeye çalışır.
Takao, ayakkabı üretimi yapmak için eğitim alan bir gençtir. Okuldan ayrılır ve Japon bahçe stili ayakkabılar dikmektedir. Günün birinde kendinden yaşça büyük Yukino adlı bir kadınla tanışır. Zamanla birlikteliğe dönen bu ilişkinin en ilginç yanı; bahçede sadece yağmurlu günlerde denk geliyor olmalarıdır.
Lana, a teacher in high school, does not know what to do about Benny, a new student, who is an aggressive yet coldblooded alfa male. Benny intimidates her and she tries to escape his dark magnetism.
A newly appointed teacher finds herself being followed, and soon discovers that one of her own students is obsessed with her.
9 yaşındaki Rob Cole doğal bir yetenekle dünyaya gelmiş ve annesinin yaklaşmakta olan ölümünü tuhaf bir biçimde sezmiştir. Engelleyemediği ölüm gerçekleştiğinde, Bader onu ikna ederek uzun bir yolculuğa çıkarır; bu yolculuk ise küçük hokkabazlıkları ve hekimlik alanında çeşitli yöntemleri öğrendiği bir eğitim süreciyle geçer. Ne var ki Cole için bir noktadan sonra bu metodlar sınırlı kalır ve daha engin bir bilgi birikimine sahip olmayı istemeye başlar. Bu amaçla rotasını Pers topraklarına çevirir ve görmeyi dilediği kişi tüm doktorların doktoru İbn-İ Sina’dır. Ünlü hekimin Ispahan’daki okuluna ulaştığında ise zorluk ve yasaklarla karşılaşır. En büyük sorunu ise Hristiyan olması ve bu nedenle okula kabul edilemeyecek olmasıdır. Ancak genç Rob içindeki bu bilgi açlığıyla hepsini aşmaya hazırdır ve nihayetinde kutsal amacı uğruna, sorunları kendi belirlediği yöntemlerle çözmeye başlar...
Ritm duygunuz olmadan davul çaldığınızı, ya da aşık olur gibi şarkı söylediğinizi hayal edin. Bazen öğretmenler öğrencilerinde farkında olmadıkları yetenekleri keşfederler.. bazen Bay Holland gibi birisi çıkar ve hayatınıza girer. En çılgın hayallerinde bile gençlere müzik öğretmeninin yeteneğini boşa harcamaktan farklı birşeye dönüşebileceğini düşünemezdi. Ama genç bestekar ailesini destekleyebilmek için bir muhteşem eser yapmaya karar verince, ilham verdiği öğrencilerin onda yarattığı etkiyi farkeder... ve onların senfonisinin notalarını oluşturduğunu anlar. Hayatımızı değiştiren o ender rastlanan, yetenekli öğretmenlere bir adak" (San Francisco Chronicle) olan Sevgili Öğretmenim bir zafer marşı!
When Mr. Deen discovers one of his students has been living out of his car and thrown into jail, he decides to bail him out. Determined to curb Nate’s self-destructive behavior, Deen quickly discovers a host of dark secrets slowly tearing Nate apart. What began as a good deed becomes a desperate fight to save Nate from his own demons. As Nate spirals deeper into despair, Deen must decide how far he’s willing to go to save a kid on the brink of losing everything—even himself.
52 yaşında bir İngiliz edebiyatı profesörü olan George Falconer (Colin Firth), yaşamını 16 yıldır birlikte paylaştığı hayat arkadaşı Jim'i (Matthew Goode) trafik kazasında kaybetmiştir. Onun ölümünün ardından George hayatın anlamını kaybettiğini hissetmektedir. Geçmişte yaşamaya başlayan ve geleceğe dair şüpheleri olan George'un en iyi arkadaşı, kendisi gibi varlık problemleri ile boğuşan güzel Charley'dir (Julianne Moore). Hayatı sorgulayan George gün boyunca etrafında gelişen olayları izler, yeni insanlarla karşılaşır ve günün sonunda anı yaşamanın anlamına varır.
Film Amerika'da yaşayan Casey Carlie' yi anlatıyor. Casey Carlie derslerinde çok başarılı bir öğrencidir ve sürekli A alır. Onun en büyük yeteneği ise fiziktir. Annesi ile yıllardır Harward Üniversitesi'ni hayal etmişlerdir. Bir gün Casey'in fizik öğretmeni ondan üniversite bursu için bir proje hazırlamasını ister . Casey de buz patenindeki hareketlerin bir tür aerodinamik formülü olduğunu düşünerek bu işe girişir. Burs komitesini etkileyebilmek için kendini de göstermesi gerekir ve bir film çeker. Bu film çekimi sırasında buz patenine karşı yeteneği olduğunu farkeder. Daha sonra Harward Üniversitesi'ne girebilecekken 'bu benim hayalim değil" der ve artık o bir buz prensesi olmuştur.
Arka sıradaki öğrenci göze çarpar; farklıdır, parlak bir zekâya sahiptir ama uyum sağlayamaz. Henüz 16 yaşındaki Claude'da fazlası da vardır. Claude, kompozisyon ödevi için aradığı ilhamı sınıf arkadaşının evinde bulur ve yazma yeteneğiyle birlikte keşfettiği keskin gözlemciliği, röntgencilik boyutuna ulaşır. Sıra dışı öğrencisinin yeteneğinden etkilenen Germain ise öğretmenin keyfini yeniden keşfeder. Ne var ki özel hayatın ihlaliyle başlayan olaylar çığrından çıkar.