540 film

Sıradan bir hayatı olan Clarence çizgi roman dükkanında çalışmaktadır. Bir gün Alabama isimli fahişeyle tanışır ve ona aşık olur. Fakat onu eski hayatından kurtarmak hiç de kolay bir iş değildir ve bir de Alabama'nın patronundan uyuşturucu çalacaktır. Tony Scott'un kendi çektiği filmler arasında en sevdiği film olan True Romance' ın senaristliğini de Quentin Tarantino yapmıştır.

Yılın en kısa gecesinde, Roma'da bir otel odası... İki kadın, ruhlarına işleyecek bir deneyim yaşayacak. Bu erotik gecenin sonunda, sabaha karşı, bu iki kadın ayrılacak ve ülkelerine dönecekler. Baş başa geçirdikleri 12 saat boyunca hayatlarını birbirlerine anlatacak bu iki kadın; kayıp zamanın sürprizleriyle dört duvar arasında... Böylece yeniden özgürlüklerine kavuşacaklar.

7 , 2011

23 yaşındaki yönetmen Sergey Moya'nın kaleminden ve gözünden, bir otelde çalışan hizmetçi (Saralisa Volm) ile aynı otelde kalan kör ressam Julius'un (Clemens Schick) yaşadığı aşkın anlatıldığı, sinemalarda gösterilmeyip sadece internet üzerinden izleme olanağı sunulan erotik drama.

Cinnet, yazar Jack Torrance’ın, kış sezonunda kapalı olan Overlook Oteli’nin bakımını üstlenerek, ailesiyle birlikte otele taşınması sonrasında gelişen metafiziksel olayları konu alır. Jack’in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu, zamanla otelin içerisinde yalnız olmadıklarını, geçmiş ve gelecekten gelen hayaletlerle birlikte yaşadıklarını görür ve ailesini buna inandırmaya çalışır. Aile bir kar fırtınası sebebiyle dağda konuşlanan bu otelde mahsur kaldığındaysa Jack doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilir ve yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.

22 " 1960

Marion Crane’e patronuyla iş yapan zengin bir adam 40 bin dolar emanet eder ve Marion parayı bankaya yatırmak yerine yanına alıp şehirden ayrılır. Bir polis Marion’un şüpheli davranışları üzerine peşine takılır. Ancak Marion’un peşine takılan sadece polis değildir. Sevgilisi ile buluşmayı planlayan Marion şiddetli yağmur yüzünden geceyi bir otelde geçirmeye karar verir. Otelden içeri girer girmez garip şeyler olduğunun farkına varan Marion uyumadan önce otel sahibi Norman Bates ile biraz sohbet eder. Norman’ın kişiliğinde sorunlar olduğunu, annesine ve kuşlara karşı bir takıntısı olduğunu öğrenen Marion, sohbeti kısa kesip odasına giderek duş almaya karar verir ve olaylar gelişir.

Kont Drakula'nın sahibi olduğu, canavarlar ve ailelerinin insanların dünyasından uzak bir şekilde rahatça yaşadıkları Otel Transilvanya'ya hoş geldiniz. Ancak Kont Drakula hakkında bilmeniz gereken bir şey daha var, zira Kont Drakula 'Karanlıklar Prensi' olmanın yanında, Mavis isimli genç bir kızın aşırı korumacı babasıdır da. Maceraperest bir kişiliğe sahip olan Mavis heyecan peşinde koşmak isterken, babası Kont Drakula da kızını vazgeçirebilmek için özenle hazırlanmış, her detayı düşünülmüş, kötülüklerle dolu uydurma hikâyeler anlatmaktadır. Hem kızını koruyabilmek hem de içlerinde Frankeştayn ve gelini, Mumya Adam, Görünmez Adam'ın da bulunduğu bir grup canavarın güven ve huzur içinde yaşayabilmeleri için Otel Transilvanya'yı açan Kont Drakula'nın yaşamı; normal bir adamın otele gelmesi ve kızı Mavis'e ilgi göstermesiyle alt üst olur.

Amerika... 1963 yazı... Catskill Dağları'nda bir yaz kampında dans öğretmenliği yapmakta olan yakışıklı Johnny Castle (Patrick Swayze), iş dışında kalan vakitlerinde de diğer dansçılarla dans etmektedir. Kampta ablası ve ailesi ile beraber tatil yapmakta olan ve "Baby" olarak tanınan genç bir kız kendisine eğlence aramaktadır. Gerçekleşen büyük tesadüflerin de yardımıyla Baby, Johnny'e aşık olur ve zamanla onun hem sevgilisi hem de dans partneri olur.80'li yılların önemli filmlerinden biri sayılabilecek yapım, 1988'de en iyi şarkı dalında Oscar ödülünü "The Time of My Life" şarkısıyla kazanmıştı.

Öğrencilerin sesini yükseltmeye başladığı, o ünlü 68 Baharı'ndayız. Isabelle ve erkek kardeşi Theo, bohem aileleri tatilde olduğu için Paris'te yalnız kalmışlardır. Matthew isimli Amerikalı bir öğrenciyi evlerine davet ederler. Üçünün de ortak özelliği ise filmlere olan düşkünlükleridir. Zaman içinde konukla aralarındaki ilişki tutkularının peşinden cinselliği tüm yönleriyle keşfedecekleri arzu dolu bir oyuna dönüşür. Dışarıda ise devrim sesini çoktan yükseltmeye başlamıştır.

20. yy'ın başları... Gustave H, Büyük Budapeşte Oteli’nin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini dahi en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir. Bir gün otele bellboy ve komi görevlisi olarak Zero Mustafa adında genç bir adam gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave’ın yaşlı sevgilisi Madame D. esrarengiz bir şekilde hayata veda eder, ikili Madame D.’ye veda etmek için yola çıkar. Bir asilzade olan Madame D.’nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave’a miras olarak paha biçilmez bir Rönesans tablosu bırakmıştır ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir…

Eskiden yalnızca canavar misafirleri kabul eden Otel Transilvanya yeni gelişmelerin ardından kapılarını insan ziyaretçilere de açmaya başlamıştır. Ancak Drakula'nın başka bir büyük sorunu vardır. Yarı vampir yarı insan olan sevgili torunu Dennis vampir özellikleri göstermiyordur. Mavis ile eşi Johnny insan soyundan gelen akrabalarını ziyarete gittiklerinde Drak da canavar arkadaşlarıyla işbirliği yaparak torunu Dennis'i eğitim kampına almaya karar verir. Bu eğitim esnasında Drakula'nın çok yaşlı ve eski kafalı babası Vlad ailesini ziyaret etmek için otele gelir. Vlad'in küçük torununun saf kan vampir olmadığı ve otele insanların da kabul edildiği gerçekleriyle yüzleşmesi işleri içinden çıkılmaz bir noktaya sürükler. İlki 2012 yılında vizyona giren keyifli animasyon serisi, sadece ülkemizde değil dünya çapında çok iyi gişe rakamları elde etmiş ve büyük-küçük tüm seyirci kitlesini eğlendirmeyi başarmıştı.

Dr. Martin Harris, Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının bile onu tanımadığını görür. Dr. Harris, bir başka kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, artık onun Harris olduğuna inanmamaktadır.Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden ötürü Gina adlı genç bir kadın ona yardım etmeye başlar...

Roald Dahl’ın klasikleşen romanı The Witches'dan uyarlanan filmde, 1960’lı yıllarda Amerika’nın güneyinde anne babasının ölümünün ardından büyük annesiyle yaşamaya başlayan yedi yaşında bir çocuğun, cadıların aslında gerçek olduğunu öğrenmesiyle başından geçenler anlatılmaktadır.

Daha kendi hayatını bir düzene oturtamamışken genç yaşta baba olması Calum'u altüst eder. Karısından ayrılır, işlerini tam olarak yoluna koyamaz, filmin ortalarında kızıyla yaptığı bir konuşmada da anlarız ki çok fazla para da kazanamamaktadır. Zaten kızı Sophie ile birlikte okullar açılmadan gittikleri yaz tatilini de oldukça ucuza getirmiştir. Bir baba-kız ve büyüme hikâyesi, anıların hüznü ve sevinciyle dolu, zamanın hızla geçişine dair sade, incelikli bir dram... Sophie, tam 20 yıl önce Fethiye'de bir tatil köyünde babasıyla geçirdiği tatilin unutulmaz anlarını geçmişe duyduğu melankoliyle anar. Babasını tanıdığını düşünse de yıllar sonra hatırladıklarıyla gerçekliğin arasında boşluklar kalır.

Yuri Orlov ve ailesi Amerika ‘ya o çok küçük yaşlardayken göç etmiştir. Sıradan geçen hayatı yaşadığı bir olay yüzünden tamamen değişir. Uluslarası bir silah taciri olup, en önemli ordulara, diktatörlere silah pazarlamaya başlar. Kardeşi Vitaly ile başladıkları bu işte az zamanda çok yol katederler. Ordulara, diktatörlere silah satmaya kadar uzanan kariyerlerinde Vitaly kardeşini yarı yolda bırakır. Ağır sorumluluklar ve sağlam bir yürek isteyen bu işi daha fazla kaldıramaz. Yoluna tek başına devam eden Yuri, hayallerinin kadınıyla evlenir ve çoluk çocuğa karışır ama ailesi onun bir nakliye şirketinin sahibi olduğunu sanmaktadır.

Aynı adlı televizyon dizisinden beyazperdeye uyarlanan “Sex and the City: The Movie”de birbirleriyle cinsel arzularını, fantezilerini, inanç ve düşüncelerini tartışan ve paylaşan New York’lu dört kadının öyküsü anlatılır. Candace Bushnell’in (1958 doğumlu) yazdığı kitaptan ve karakterlerden uyarlanan dizide ve filmde özellikle bekar kadın olma kavramı başta olmak üzere romantizm ve cinsellik üzerine samimi, açık sözlü tartışmalar ve yaklaşımlar öne çıkar. Konusu New York’ta geçen filmin odak noktasında dört kadın karakter vardır. 1990’lı yılların sonlarında toplumda kadın olma konusu ağırlık kazanırken toplumda kadının rolünün değişmesinden dört kadının nasıl etkilendiği üzerinde durulur.

13 2016

Çok da uzak olmayan bir gelecekten ilginç bir distopya öyküsü anlatıyor bize Istakoz. Yalnız kalmış, ilişkisi olmaya insanların tutuklandığı, alternatif bir gelecekte geçen öyküde, bekar insanlar korkunç bir otele yerleştirildikten 45 gün sonra, kendileriyle eşleşen kişiyle ilişkiye başlamak zorunda kalıyorlar. Eğer ki ilişkilerinde başarıyı yakalayamazlarsa, kendilerinin seçtikleri bir hayvana dönüştürülüyorlar!

Hikaye, karısının vefatından sonra kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir matematik öğretmeni olan turist Frank Tupelo’nun (Johnny Depp) etrafında şekilleniyor. Olağanüstü derecede çekici bir kadın olan Elise Clifton-Ward’un (Angelina Jolie) yoluna çıkmasıyla Frank için işler birdenbire değişir. Ancak Elise’in onunla karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken aslında etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder.

11 Eylül 2001'de Manhattan'daki Dünya Ticaret Merkezi kuleleri yerle bir edildikten sonra, yakın dünya tarihini değiştiren bu saldırıyı El-Kaide terör örgütü ve ABD'nin en azılı düşmanlarından biri olduğunu iddia eden Usame Bin Laden üstlenmişti. Önce Afganistan'da başlayan savaş, diğer Orta Doğu ülkelerine de yayıldı ve Pentagon saldırıların bir numaralı sorumlusu olarak gösterdiği Bin Laden'i köşe bucak aramaktan asla vazgeçmedi. Senaryosunun gerçeklere sadık kalarak kaleme alındığı filmde, Bin Laden'in saklandığı yeri tespit eden ve bu timin organizasyonunu yürüten Maya (Jessica Chastain) adlı CIA ajanı, böyle büyük bir operasyon ve bölge için oldukça genç olmasına rağmen, kendisine olan güveni ve üstün istihbarat başarısıyla Bin Laden'in yakalanmasını sağlıyor.

Bir çocuğun gizemli hastalığı. Çaresiz bir anne. Terk edilmiş bir kasaba. Genç bir anne olan Rose kızı Sharon'ın gizemli hastalığına çare bulmak istemektedir. Psikiyatrik tedaviyi reddeden Rose kızıyla birlikte, kızının rüyasında sürekli olarak tekrarladığı kasabaya, SILENT HILL'e doğru yola çıkar. Kocası Christopher'ın karşı çıkmasına rağmen Rose, kızının gizemli hastalığının tedavisinin bu gizemli kasabada olduğuna inanmaktadır. Anne kız kasabaya yaklaşırlarken karşılarına bir gölge çıkar ve Rose arabanın kontrolünü kaybeder. Kendine geldiğinde Sharon arabada yoktur. Rose kızını çaresiz bir biçimde ararken karşısına bir polis çıkar ve onunla birlikte kızını bulmak için Silent Hill'e gider. Rose Silent Hill'in çıkan büyük bir yangından sonra terkedilmiş olduğunu keşfeder. Kasabanın her yanı sisle kaplıdır ve birden Rose'un etrafını gölgeler sarmaya başlar. Rose bu gizemli kasabada kızını ararken kızının kaybolmasının aslında çok büyük şeytani bir planın parçası olduğunu keşfeder.

3 " 2001

A detective starts spiraling out of control when a wave of gruesome murders with seemingly similar bizarre circumstances is sweeping Tokyo.

Bir filmi veya diziyi bulamıyor musun? Eklemek için oturum aç.

Bu öğeyi derecelendirmek veya bir listeye eklemek ister misiniz?

Giriş