İç Savaş, Amerika Birleşik Devletleri'nin çöküşün eşiğinde olduğu ve yerleşik gazetecilerin hayatlarının en büyük hikayesini anlatmak için yarıştığı yakın bir gelecekte geçiyor. Federal hükûmete karşı ayaklanan eyaletler tarafından oluşturulan silahlı ittifak Batı Güçleri, başkente saldırmak üzeredir. Bu süreçte dünyanın dört bir yanında vahşeti görüntüleyen savaş fotoğrafçısı Lee, içlerinde akıl hocalığını üstlendiği Jessie adında hevesli genç bir fotoğrafçının da bulunduğu küçük bir gazeteci grubu ile birlikte başkanla son bir röportaj yapma umuduyla Beyaz Saray’a gider.
Gizli ajan Ethan Hunt beyazperdeye geri dönerken bugüne kadar karşılaştığı en amansız rakibini de yanında getirdi. Hunt ile ekibi bugüne kadar izini kimsenin takip edemediği silah satıcısı ve bilgi sağlayıcısı Owen Davian'a karşı zor bir göreve soyunuyor.
İki astronom, Dünya'yı yok edecek bir kuyruklu yıldızın yaklaşmakta olduğu konusunda insanlığı uyarmak için bir medya turuna çıkar, ancak hiç kimse onları umursamaz.
Ben Gates’in John Wilkes hakkında yeni bir bilgi sunumu esnasında Booths’un günlüğünden on sekiz sayfa eksiktir. Çok geçmeden Mitch Wilkinson adında biri kalkar ve söz konusu günlükten eksik olan bir sayfayı okumaya başlar. O sayfada Ben’in büyük babası Thomas Gates’ten söz edilmektedir ve kendisi Abraham Lincoln olayında suikastçiler destekçilerindendir. Ben Gates, Abraham Lincoln olayının ardındakileri çözmek istemektedir.
Dünya, "Marslılar" adındaki yeşil beyinli, kocaman kafalı uzaylılarla ilk temas kurduğunda herkes onların barışçıl olduğunu düşünür. Ancak bu yanılgı, gezegenin kaotik bir istila ile karşı karşıya kalmasına neden olur. Marslılar, insanlığı yok etmek için absürt ve aşırı şiddet içeren yöntemler kullanırken, ABD hükümeti ve sıradan insanlar bu tehdide karşı mücadele eder.
Hükümet meclisi binasında çalışan polis memuru John Cale hayallerindeki iş olan Başkan James Sawyer’ı koruma görevine kabul edilmiyor. Küçük kızını bu kötü haberle üzmeyi istemediği için, onu Beyaz Saray’da bir tura çıkarır. O sırada silahlı bir milis grup binayı ele geçirir. Hükümet kaosun içine düşme tehlikesindeyken, başkanı, kızını ve ülkeyi koruma görevini Cale üstlenir.
Pete Garrison’ın Amerikan Gizli Servisi’ndeki kariyeri, çok büyük başarılarla doludur. 20 yıl önce Amerikan Başkanı’na düzenlenen bir suikastte, Başkan’nın hayatını, kurşunların önüne atlayarak kurtarmış ve bu sayede, çok önemli noktalara gelmiştir. Artık Başkan’ın karısının yakın ve özel koruması olarak görev yapmaktadır. Fakat bir gün, Başkan’a düzenleneceği anlaşılan bir suikast planının ortaya çıkmasıyla Pete, hiç beklenmedik bir şekilde, bir numaralı şüphelilerden biri haline gelir. Artık bir yandan kendi ismini temizlemeye çalışacak, bir yandan da Başkan’ın hayatını kurtarmaya çalışmak için çaba sarfedecektir.
Clint Eastwood'dan muhteşem bir aksiyon klasiği! In the Line of Fire, Das Boot ile adını tüm dünyada duyuran Alman yönetmen Wolfgang Petersen’ın Hollywood'a transfer olduktan sonra çektiği bir aksiyon-gerilim filmi. Amerikan Başkanı'nı öldürmeye çalışan bir psikopat ile her şeye rağmen bu olaya karşı koymaya kararlı bir Gizli Servis Ajanı arasındaki mücadeleye dayanan film, takıntılı kötü adam Mitch Leary rolüyle John Malkovich'e En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazandırdı. Petersen, In The Line of Fire'dan sonra Air Force One / Hava Kuvvetleri Bir'de ise Amerikan Başkanı'nı bu kez Rus teröristlerin hedef tahtası haline getirmişti.
Film, 2001-2009 yılları arasında George W. Bush'un başkan yardımcılığını yapan, 11 Eylül sonrası Afganistan ile Irak işgallerindeki sorumlulukları başta olmak üzere ABD siyasi tarihinin en büyük yetkilerine sahip başkan yardımcısı olarak anılan Dick Cheney'nin güce erişim sürecini ve bu gücü nasıl kullandığını anlatıyor.
Mike Banning, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı çalışan, özel kuvvetler biriminde görevli bir gizli ajandır. Bir akşam başkan ve eşi, bir davete giderlerken yolda trajik bir kaza yaşanır. Banning'in tek bir kişiyi kurtarma şansı vardır, o da eşini feda ederek tercihini başkandan yana kullanır. Olay sonrası büroda herkes doğru yaptığını söyleyerek Mike'ı desteklese de saha görevinden alınarak masabaşı bir işe atanır. Fakat ABD'yi, hiç hesapta olmayan büyük bir saldırı beklemektedir. İçeriden köstebeklerin yönettiği bir terörizm eylemiyle Beyaz Saray, büyük bir saldırıya uğrar. Başkan, teröristlerce esir alınmıştır ve Pentagon'un eli kolu bağlıdır. Bu olağanüstü koşullar altında tek çareleri Mike'ın cesur ve kahramanca giriştiği kurtarma operasyonuna bağlıdır.
Dünyanın en güçlü liderinin aşık olmaya hakkı var mı?Peki ya özel hayatı olabilir mi? Eşini kanserden kaybetmiş, dul bir Amerikan Başkanı güçlü bir lobici kadına aşık olursa ne olur? Politika aşka izin verir mi?
Dul Amerikan Başkanı Andrew Shepherd(Michael Douglas)beklenmedık bir şekilde çevre lobicisi olan Sydney Wade(Annette Benıng)adında güzel bir kadına aşık olur. Bu aşkın basına yansımasıyla Shepherd'ın oy oranı hızla düşüşe geçer. Bu aşamada Personel Şefi(Martın Sheen) ve Danışmanı(Michael J.Fox) onu bu zor durumdan kurtarmak için çalışmaya başlarlar...
Dünyanın kaderini değiştiren kararların alındığı, yemeklerin yenildiği yer ve Başkan'ın evi, Beyaz Saray. Ama eğer oval ofisten birkaç adım ötede örtbas edilmiş bir cinayetin de yeri ise bunu yapan kimdir? Cinayet polisi Harlan Regis'in de bilmek istediği budur.
Jack Stanton, başkanlığa adaylığını koyuyor ancak önünde seks skandallarıyla dolu uzun bir seçime hazırlık süreci var... Bir yandan medya, bir yandan partisi, bir yandan ailesi
Frank Drebin, bu kez Washington D.C.'de çevre düşmanı bir komployu çözmeye çalışıyor. Kötü adam Quentin Hapsburg (Robert Goulet), başkanın enerji politikasını sabote etmek için çevreci Dr. Meinheimer'ı (Richard Griffiths) kaçırıp yerine sahte birini koyuyor. Drebin, eski sevgilisi Jane (Priscilla Presley) ile hem komployu engellemeye hem de aşkını kurtarmaya çalışırken, yine bir dizi absürt komik olaya yol açıyor.
Dünyayı zombilerin istila etmesinin üzerinden on yıl geçmiştir. Bu süre zarfında evrimleşen zombilere karşın hayatta kalmayı başaran Tallahassee, Columbus, Wichita ve Little Rock terk edilmiş Beyaz Saray'a yerleşirler. Ancak bir süre sonra aralarından biri hayatta kalan diğer insanları aramak için kendi yoluna gitmeye karar verince ekip arkadaşlarını bulmak için tekrar yola koyulur.
Luther Whitney işinde uzman ve mükkemmeliyetçi biridir. Sessizliğe çok önem verir çünkü yaptıklarıyla böbürlenmek onu hapse düşürecek kadar tehlikelidir: o bir hırsızdır... Yıllarca hapis yatıp çıktıktan sonra, son bir işle jübilesini yapmaya karar verir. Amerika'nın en zenginlerinden Walter Sullivan'ın malikanesine girer. Ama Luther gibi usta bir hırsızı bile şaşırtacak bir şey bu dünyada her zaman bulunur! Ucu beyaz saraya kadar uzanan, çok ama çok önemli bir sır...
Ülkeyi yönetirlerdi. Şimdi hayatları boyunca koşuyorlar! Birleşik Devletler eski başkanlarından iki tane. Mevcut Cumhurbaşkanı tarafından skandal içine alınmış ve silahlı ajanlar tarafından takip edilen iki muhalif siyasi düşman, masumiyetlerini ortaya koyacak deliller için çılgınca çılgınca arama arayışına giriyor.
Garsonluk yapan Sunny, gece işten eve dönerken bir otelin önünde toplanmış kalabalığı görüp tesadüfen bir cinayeti önler ve ardından ülke çapında ünlü bir isim haline gelir, siyasi otoriteler ise bu ünden faydalanmaya çalışırlar.
The story of U.S. President Lyndon Baines Johnson from his young days in West Texas to the White House.
Elvis Presley'in 1970 yılında dönemin ABD başkanı Richard Nixon'a 6 sayfalık bir mektup yazarak Beyaz Saray'ı ziyaret etmek istediğini bildirmesinin ardından yapılan ilginç görüşmeyi perdeye taşıyacak olan film, iki tarihsel figürü perdede karşı karşıya getirmeyi hedefliyor. Tarzı komedi-tarihidir.